Güçlü Kaslar Sağlıklı Yaş Almanın Yolunu Açıyor

Güçlü Kaslar Sağlıklı Yaş Almanın Yolunu Açıyor

12-04-2018

Kas denilince, akla hareket etmeye yarayan yapılar geliyor ancak yaşamsal fonksiyonlar açısından da büyük önem taşıyor. Genç yaşlarda güçlü kaslara sahip olup, bunu korumak ise ileriki yıllarda sağlıklı yaş almaya yardımcı oluyor.

İlk anda kasların sadece hareket etmeye yaradığı düşünülüyor. Oysa bundan çok daha fazlasını yapıyorlar. Dolayısıyla bu yapıların sağlığını korumak için daha fazla emek harcamamız gerekiyor.

Vücudumuzun her yerinde farklı türde kaslar var ve bunlar değişik görevler üstleniyor. Örneğin; kalp kası kan dolaşımını, bağırsaklardaki beyaz renkli düz kaslar sindirim sisteminin hareketini, idrar torbasını kavrayan kaslar idrar yapmayı, rahimdeki kaslar doğum eyleminin gerçekleşmesini, diyafram da nefes alıp vermeyi sağlıyor.

Damar cidarındaki kaslar gerektiğinde damarların daralıp gevşemesini sağlayarak kan basıncını kontrol ediyor. Bu örnekleri artırmanın mümkün olduğunu söyleyen Acıbadem Bursa Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Nadir Şener, kas yapısı ve sağlığı hakkında sorularımızı yanıtlamaya geçmeden, Bırakın diğer kasları, ortopedinin alanına giren iskelet kasının bile onlarca görevi var. Vücut ağırlığının neredeyse yarısını kaslar oluşturuyor çünkü vücutta 600’ün üzerinde kas bulunuyor diyor.

Ortopedinin alanına giren iskelet kaslarının hareket dışındaki görevleri nedir? İskelet kaslarının ya da daha geniş tanımıyla kırmızı kasların ana görevi; hareketi, yürümeyi, oturup kalkmayı sağlamak.

Ancak sadece bununla da sınırlı değil. İskelet kasları her şeyden önce vücudun dik durmasını sağlıyor. Eklemlerin stabilitesini ve vücudun dengesini korumaya yardımcı oluyor. Özellikle batın bölgesinde, iç organları koruyan bir kalkan görevi görüyor. Yüzdeki kaslar kişiliğimizin en önemli kısmı olan mimiklerimizi oluştururken, bacaklardaki kas hareketleri yukarıya doğru pompa görevi yaparak, toplardamarlardaki kan dolaşımına katkıda bulunuyor. Göz çevresindeki kaslar gözün hareketini sağlayarak, etrafı daha iyi görmeyi sağlıyor.

Dil kasları konuşabilmek için önemliyken, yemek yerken çene kasları, dışkılarken de karın kasları faaliyete geçiyor. Kişi üşüdüğünde dahi kasları titreyerek vücut ısısını artırmaya katkıda bulunuyor. Bunlar, kasların gözle görülen etkileriyken bir de görünmeyen görevleri var. Buradan, kasların hareketsizken de faaliyetinin devam ettiğini mi anlamamız gerekiyor? Elbette, hem de en önemli işi yapıyorlar.

Kaslar, çok yüksek oranda enerjiye ihtiyaç duyuyor. Bu nedenle vücudun enerji ocakları olan mitokondrilerin çok büyük kısmı kas hücrelerinde yer alıyor. Dolayısıyla vücudun enerjisini sağlayan ve metabolizma hızını belirleyen en önemli organlardan biri de kaslar oluyor. Kaslar ile kilo verme arasında bir ilişki olduğunu söylemek mümkün mü? Hem de iki yönlü bir ilişki var. Öncelikle ne kadar çok kasımız varsa metabolizma hızımız yani vücudumuzun enerji harcayabilme kapasitesi o denli yüksek oluyor, bu da kilo kontrolüne yardım ediyor.

Diğer taraftan, kasların çokluğu yürümek gibi basit bir egzersizle bile çok daha fazla enerji harcayarak, kalori yakıp kilo vermeyi kolaylaştırıyor. Dolayısıyla kas yapısı güçlü olmayan birinin sadece diyetle kilo verebilmesi kolay olmuyor. Bu denli önemli fonksiyonları olan kaslarımızı korumak için neler yapmamız gerekiyor? Öncelikle onların önemini iyi kavramak gerekiyor. Kas kaybetmek; daha az enerji üretmek, daha dengesiz yürümek, daha sık düşmek, kötü görünümlü bir vücuda sahip olmak ve hatta daha çabuk yaşlanmak anlamına geliyor.

Çünkü yaşlanma ile hücrelerdeki mitokondrilerin fonksiyonu arasındaki ilişkiyi araştıran çok sayıda çalışma var. Acaba kas kitlesi azaldığından mı mitokondri fonksiyonları bozuluyor ve yaşlanma hızlanıyor, yoksa mitokondri fonksiyonları bozulduğu için mi kas kitlesi azalıyor? Bu halen tartışmalı bir konu ama muhtemelen ikisi de geçerli. Mitokondrileri korumak, çok geniş ve ayrı bir konu ama kas kitlesini korumanın bu dolaylı mekanizmayla yaşlılığa ve vücudun enerji üretiminin yavaşlamasına engel olacağı da aşikar. O halde kas kitlemizi nasıl koruyacağız derseniz! Araştırmalar gösteriyor ki 25 yaşından sonra her 10 yılda bir kas kitlemizin yüzde 3-10’unu kaybediyoruz.

Bunu önlemenin tek yolu da hareket etmekten geçiyor. Beraberinde yeterli sıvı almak, kalsiyum, magnezyum, potasyum gibi kas kasılmasında gerekli minerallerin eksikliğinden kaçınmak, kas kitlesini koruyacak kadar protein almak da kas sağlığı için önem taşıyor. Kas kaybı yalnızca ileri yaş grubunda mı görülüyor? Eskiden belki öyleydi ama modern hayat bizi çok daha hareketsiz kıldı. Dolayısıyla artık kaslarımızı çok daha erken yaşta kaybetmeye başlıyoruz. Kaybetmesek bile kullanmama nedeniyle kasların koordinasyonu, sonucunda da denge kaybediliyor. Ayrıca kötü duruş ve oturma pozisyonlarından dolayı vücudun ön grubundaki kaslar çalışırken arka gruptakiler ve sırt kasları zayıflıyor.

Tüm bunlar da kişiye kas ağrıları, daha sık düşme ve kilo alma şeklinde geri dönüyor. Maalesef bu sorunun görülmesi çocukluğa kadar indi. Çocuklar artık sokakta oynamıyor ve daha az hareket ediyor. Daha yaşlanmayı beklemeden kasları zayıf kalıyor. Beyin-kas koordinasyonu gelişmediğinden denge oluşamıyor ve daha sık düşme sorunu yaşanıyor. Spor sakatlanmalarına ve kırıklara sıklıkla maruz kalınıyor.

Kasları zayıf kaldığı için daha az enerji üretiyorlar ve daha kolay kilo alıyorlar. O yüzden özellikle çocukların dışarıda daha fazla zaman geçirmesini ve daha fazla egzersiz yapmasını sağlamak gerekiyor. Kas kitlesinin azalması yaşlanmayı hızlandırıyor Hareket başta olmak üzere kaslar, yaşamsal fonksiyonlar açısından büyük önem taşıyor. Özellikle modern yaşamın getirdiği kolaylıklar nedeniyle daha az hareket etmek, egzersizden uzak yaşamak kasların büyük kısmını kaybetmeye yol açabiliyor.

Peki böyle bir tabloda kişiyi neler bekliyor? Prof. Dr. Nadir Şener, öncelikle yaşlılıkta ciddi sorunlar yaşanabileceğinin altını çizerek, şöyle devam ediyor: “Genç yaşlarda kaslara özen göstermemek belki sadece daha fazla kas ağrısı, bozuk duruş, kötü bir vücut görüntüsü ve kolay kilo alma gibi sorunlarla geçiştirilebiliyor ama yaşlılıkta sorunlar çok daha ciddi boyutlara ulaşabiliyor. Öncelikle kas kitlesi azalacağı için denge bozuluyor ve sık düşmelere maruz kalınıyor.

Yaşlılıkta sık düşmek, kemik erimesiyle birleştiğinde omurga, kalça ve el bileği kırıklarını da beraberinde getiriyor. Bu tür rahatsızlıklar ameliyata yol açarak, hareketliliğin biraz da azalmasına hatta hayati riske yol açıyor. Yaşlılıkta kas kitlesinin azalması vücutta enerji üretiminin düşmesi, daha güçsüz ve halsiz bir vücuda sahip olmak anlamına geliyor. Bu daha hareketsiz bir hayat ile beraberinde yorgun ve depresyona açık bir ruh halini getiriyor. Yapılan son dönem çalışmalar haklı çıkarsa, kas kitlesinin azalması mitokondri fonksiyonlarının da bozulmasına, dolayısıyla kişide çabuk yaşlanmanın görülmesine yol açıyor. Bu nedenle kaliteli yaş almak için kasların korunmasının önemine dikkat çekiliyor.”

Anket

vbet giriş