Teknokent’ten Teknoköy’e

İnönü Üniversitesi TEKNOKENT Genel Müdürü Doç. Dr. Fatih Kocamaz TEKNOKENT yerleşkesinde firmalarınyer almak için çaba gösterdiğini ve gelinen noktada binanın yetersiz geldiğini ifade ederek çağa ve gelişen teknolojiye ayak uydurmak adına TEKNOKÖY inşaasına en kısa sürede başlıyacağız dedi.

21-03-2022

Doç. Dr. Kocamaz, TEKNOKÖY'e ilişkin Berkman Dulcan'a önemli açıklamalarda bulundu.

"ARAZİ 50 YILLIĞINA TAHSİS EDİLDİ"

Burası İnönü Üniversitesi tarafından bize 50 yıldan tahsis edilmiş bir arazi aslında. Ve toplam arazimiz 380 dönüm çok büyük bir alan gerçekten de o dönemki yönetim gerçekten güzel bir alan tahsis etmiş. Fakat henüz daha arazimizin üzerinde bir tane bina var ve bu bina dediğim gibi ilk geldiğimiz yıllarda boşken şu anda fazlasıyla dolu ve dediğiniz gibi artık yeni bir yerleşim alanı açma şiddeti, daha doğrusu ihtiyacı her geçen gün şiddetleniyor.

Biz de bundan yaklaşık bir yıl önce bu noktayı gördüğümüz için yani bu ivmelenmeyi gördüğümüz için bir teknopark dolacak. Bu gidişle çok ciddi dolacak diye öngördüğümüz için Fırat Kalkınma Ajansı'mızdan aldığımız bir teknik desteğiyle bir proje hazırlattık. Ve bu proje biraz benim hayal ürünümdü. Hayalini kurduğum bir yapıydı aslında. Şöyle bir hayal kuruyordum ben hep.

"HAYALİMİZ TEKNOKÖY"

Teknoloji geliştiren yazılım yapan insanlar beton binaların içine hapsedilmemesi gerekiyor. Çünkü beyin yoğun çalışan insanlarda yeşili görmek, doğayı görmek, gökyüzünü görmek, güneşi görmek, yağmuru görmek, çamuru görmek, karı görmek bunlar çok büyük motivasyon yapıyor. Çünkü beyin yoğun işler biliyorsunuz vücudun en fazla enerji tüketen organı beyin. Şimdi burada da ARGE niteliği yüksek yazılım, yazılım ya da işte AR-GE çalışmaları yapıldığı için insanlar çok daha çabuk yoruluyorlar. Ve dışarı çıkıp soluklanmak istiyorlar. Biz de o yüzden dedik ki ya yeni yapacağımız yer ilk başta tabii bina olarak tasarladık. Bina olarak girdik. Yani klasik bir işte çok katlı bina yapalım. Fakat sonra benim bu fikirlerimden dolayı bir anda mimar arkadaşlara dedim ki ya benim çok radikal bir fikrim var.

Biraz da korkuyorum aslında dedim ama ben bina yapmak istemiyorum. Ben bir köy tasarlamak istiyorum. Bir teknolojik köyü tasarlamak istiyorum ve bu köy yatay mimari olsun, daha büyük bir alana yayılsın ama firmaların bahçeleri olsun, firmalar bağımsız alanlarda olsunlar etrafları bağımsız olsun, önleri açık olsun, camları büyük olsun. Yan yana komşular olsunlar bunlar. Sokakları olsun, caddeleri olsun buraların. Böyle bir hayalim var dedim. Dediler ki ilk başta tabii yani hocam bu olmaz. Yani böyle bir yapı yok. Ben de dedim ki ya neden olmasın? Hatta onun üzerine ben kendim oturdum bir tane bilgisayar programı buldum dizayn programı. Bir yerden indirdim. Kendi hayalimdeki şeyi tasarlamaya başladım. İşte bahçesini tasarladım, binayı tasarladım, yerleşimlerini tasarladın, personel nasıl olmalı, nasıl nereye oturmalı, patron nerede oturmalı, işin sahibi nerede oturmalı? Sonra bunu mimar arkadaşlara gösterdim. Dedim ki siz olmaz dediniz ama bak benim hayal ettiğim şey bu. Neden olmasın bu?

"İÇERSİNDE 4 MİMARİYİ BARINDIRACAK"

Sonra onu gözleriyle görünce ya dediler hocam biz bunun üzerine biraz çalışalım. Fakat dedim ben bakın şöyle bir şey istiyorum sizden. Ben dedim buranın tasarımında 4 mimari görmek istiyorum aynı anda ki

Taş mimari olacak. Çünkü bizim bölgemizin ananesi kültürü bu Evet.

Selçuklu mimarisi olacak detayları olacak.

Malatya Evleri detayı olacak. Malatya evleri mimari detayları olacak.

Modern mimari olacağız. Çünkü burası teknoloji merkezi. Yine en başta mimar arkadaşlar dediler ki hocam aynı anda dördünü nasıl yerleştirelim bu 4 mimariyi bize. Dedim ki yapabilirsiniz. Ya olur böyle şey. Neden olmasın?

Hayır, hayal edin. Aynen öyle. Ve gerçekten de ilk tasarımlar çıktığında kendileri de şaşırdılar. Çok güzel dizaynlar oluştu. Yani işte binaların bir kısmının taş yapıt olarak yapıldığı, işte etrafında Selçuklu motiflerinin oluşturuldu. Malatya evlerindeki Çatı geçişlerinin olduğu. Ve hatta binaların üstlerini de güneş enerji santralleri için boş bıraktırdık. Ve her bir firmanın kendi güneş enerji santrali kurulsun diye. Sonra ortaya bir köy çıktı. İsmi de Teknoköy olan. Benim bu hayalimdeki şey.

Bu neden peki böyle tasarladık? Niye ismi Teknoköy? Ya biliyorsunuz bizim ülkemizde işte Silikon Vadisi benzeri, işte bilişim vadisi koyun park gibi bana göre taklit isimler var. Nereden taklit almışız? İşte Avrupa'dan, Amerika'dan. Fakat bu bana şey geliyor, ağır geliyor. Ben onların isimlerini taklit etmek zorunda değilim. Onlar siz de öncü öyle. Onlar bizi taklit etsinler ki onlar bizi taklit etmiş zamanında.

Biliyorsunuz Osmanlı'nın Osmanlı'nın bütün her şeyini onlar almışlar. Bugünkü refahlarını aslında Osmanlı sistemine borçlular. Ya biz, biz bu adamlara zamanında rehber olmuşuz, örnek olmuşuz. Biz niye onlardan isim çalıyoruz? O yüzden ben de ismini Teknoköy koydum.

"TEKNOKÖY GEÇMİŞ VE GELECEĞİ BİRBİRİNE BAĞLIYACAK"

Depremde ve teknokent binamız çok şükür çok sağlam. Ama yine de hasar aldı o dönemlerde. Duvarlarında çatlaklar oluştu neden böyle bir şeye girelim? Dedi ki tek katlı olsun aynı zamanda. Dolayısıyla ortaya ha bir de şunu yaptık en son onu da söyleyeyim dedik ki ya bu kadar şey olmaması lazım. Konsepti şu olması lazım Teknoköyün. Geçmiş ve geleceği bağlayabilmesi lazım. Yani geleceğe teknolojiyle geçmişi de köy tarafıyla tutabilmesi lazım. Cadde ve sokaklarına şimdi yaklaşık 9 tane caddemiz oluştu bu Teknoköy'de.

Cadde ve sokaklarına ünlü Türk bilim insanlarının isimlerini verdik. Aziz Sancar şu anda yaşayanlardan Oktay Sinanoğlu el Harez'in, El Cezeri gibi El Harezmi gibi Ali Kuşucu Caddesi aynen öyle. Ali Kuşçu Cadde'miz de var. Bunların isimlerini verelim. Sonra da bu da yetmez. Dedik ki ya o ismini verdiğimiz caddeye Güzel Sanatlar Fakültemizden o kişilerin heykellerini yaptıralım. Caddelerin başı ve sonuna.

Şu anda bile çok iyi firmalar burada yer almak için bize talepte bulunuyorlar. Yer istemeye başladılar. Henüz daha bir çivi çakmadık ama böyle güzel bir tarafımız var. Nasıl yapacağız o tarafına geleyim. Sizin sorunuza gelelim. Yani bunun temeli atılacak mı? Tabii ki bu şöyle söyleyelim. Onu şöyle söylüyorlarmış.

"2 PERSONEL İLE BAŞLADIK 120 PERSONELE ULAŞTIK"

Şöyle biz orayı 85 ofislik düşündük. 85 firma için düşündük. Fakat burada yaşadığımız problemlerden birisi şu her firmanın çapı çok farklı. Bazı firmalar 10 metrekare, 20 metrekare yer kullanırken bazı firmalarımız 500 metrekare yer kullanıyor. Bazı firmaların 2 personel varken, bazı firmamızın 120 personeli var burada. Bu binanın içerisinde. Şimdi Biz burada bunun bocalamasını çok yaşadık. Bunun tecrübesini çok yaşadığımız için biz Teknoköy'de bu tecrübelerin hepsini aslında bu acı tecrübelerin hepsinin tecrübeye çevirdik

Anket

vbet giriş