Çiftlerin Birbirini Anlayabilmesinin Yolu Konuşmaktan Geçiyor

Hamilelik Sonrası Dönemde Çiftlerin Birbirini Anlayabilmesinin Yolu Konuşmaktan Geçiyor

20-12-2021

 Aileye yeni bir üyenin katılması, o döneme kadar sadece eş görevini üstlenen çiftlere annelik ve babalık rollerini de yüklüyor. Bebekle birlikte yeni bir uyum dönemi yaşayan çiftler, kimi zaman bu yeni düzene uyum sağlamakta sorun yaşıyor, bu durum da ilişkilerini etkileyebiliyor. Psk. Gizay Nur Kepen, bebek sahibi olan çiftlere ilişkilerini sağlam tutmak için önemli ipuçları veriyor.

Aile içerisinde en önemli olaylarından biri de hamilelik sürecidir. Gebelik; önemli bir değişiklik, bazen bir stres faktörü, çiftleri ve bireyleri etkileyen bir süreçtir. Gebelikte kadının yaşadığı fizyolojik değişimlerin yanı sıra eşler de psikolojik ve sosyal açıdan değişen düzene uyum sağlama gereği hissederler. Çiftlerin yeni aile üyesinin katılımına hazırlanmak için yeni roller edinmek zorunda olduğunu hatırlatan Psk. Gizay Nur Kepen, “Bu durum aile sistemi içerisinde gelişimsel bir kriz dönemi olarak tanımlanabilir. Evlilik ile bireyler kendi aile düzenlerini oluşturmaya başlar. Karı-koca rollerinin benimsenmesi, uyum kurulması, iletişim kalıplarının oluşması ile sağlanan aile sistemine yeni bir üyenin katılması iletişimin niteliğini etkileyebilir” diyor.

Hamilelik sonrası dönemde eşler desteğe ihtiyaç duyabilir

Psk. Kepen, alışılagelmiş rutinin bozulmasının, ev içi sorumlulukların artmasının, “mükemmel ebeveyn” olmak için çok fazla çaba harcamanın çiftler arasındaki iletişimin azalmasına ve eşlerin birbirine daha az vakit ayırmasına neden olabileceğinin altını çiziyor. Psk. Kepen, çiftler arasında problem yaşanmasına neden olan başlıca unsurları şöyle anlatıyor: “Annenin bedensel değişiklikler, kilo alımı nedeniyle “Eşim beni eskisi gibi çekici buluyor mu? Kilolarımı verebilecek miyim? Çocuğumu sağlıklı büyütebilecek miyim?” gibi endişelerle karşılaşması, babanın maddi sorumluluklarının artması, baba rolünü benimsemeye çaba harcaması, eşin ve aile bireylerinin kendisine olan ilgi ve tutumunun değişmesi çiftlerin problem yaşamasına neden olabiliyor. Doğum sonrası cinsellik de başlıca problemler arasında sayılabilir. Lohusalık döneminin ardından birçok kadında cinsel isteksizlik yaşanabiliyor. Uyku rutininin bozulması, yorgunluk hali, ilişki odaklı yaşamın yerini çocuk odaklı bir yaşama bırakmış olması cinselliği etkileyen önemli faktörler arasında yer alıyor. Bu uyum sürecinde her iki eş de daha fazla destek ihtiyacı hissedebiliyor. Eşlerin birbirine bu süreçte destek veremeyip, tek başlarına problemi çözmek zorunda kaldığında iletişim problemleri yaşanabiliyor ya da var olan problemler artıyor. Ayrıca bu gibi etmenler annede lohusalık depresyonuna neden olabiliyor.”

Bebeğin bakımında babalar da aktif rol almalı

Hamilelik sonrası çiftlerin ilişkisini yeniden düzenlediği bu dönemde karşılıklı ihtiyaçların dile getirilmesiyle açık iletişim benimsenmesinin problemlerin ortaya çıkmasını engelleyebileceği söyleyen Psk. Gizay Nur Kepen,  ihtiyaçlar dile getirilirse aradaki bağın zarar görmeyeceğini hatırlatıyor. “Çiftlerin birbirini anlayabilmesinin en iyi yolu duygu ve düşünceler hakkında konuşabiliyor olabilmeleridir” diyen Psk. Kepen, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Yeni benimsenen anne ve baba rolünün sevgiyi pekiştirebilecek birer unsur, aileye katılan yeni üyenin sevginizin bir parçası olduğunu görebilmek, beraberce daha fazla vakit geçirmek ve diğer ebeveyni çocukla kurulan bağın dışında bırakmamak önemli bir etken olacaktır. Ayrıca bebeğin bakımında babanın da aktif rol oynamasının, annenin stres düzeyini azalttığı araştırmalarla desteklenmektedir. İlk başta bebekten ayrı vakit geçirmek elbette zor olacaktır. Ancak bir süre geçtikten sonra bebeğinizi güvenerek teslim edebileceğiniz aile büyüklerine emanet edip, eşiniz ile bir mola almak eski dinamikleri hatırlamanıza ve anne-baba rolü kadar, sevgili-eş ilişkisini de dengede tutabilmeye yardımcı olacaktır.”

Anket